Alanya Yaşlı Escort Suzan

Alanya’da, begonvillerle çevrili eski bir avlunun içinde, küçük bir masa başında oturuyorduk. Gün yavaş yavaş akşamın içinden süzülüyor, gökyüzünün rengi sarıdan griye dönüyordu. Masada iki çay vardı. Bardakların etrafını saran buhar, sözlerin üzerini örten bir sis gibi aramıza yayılıyordu. Karşımda oturan kadın, bardağını elleriyle sarıp, bakışlarını içine doğru sabitlemişti. O an konuşuyordu ama kelimeleri tam duyamıyordum. Çünkü dikkatimi dağıtan şey sesi değil, parmaklarındaki o kırışıklıkların içinden geçen yumuşaklık ve gözlerinin içindeki geçmişti. O kadın Alanya Yaşlı Escort Suzan’dı.

“Bu çayın buharı çok şey anlatır aslında,” dedi, gözlerini bana çevirmeden. Sanki zamanın içinde başka bir anıya dokunuyordu. Teninden gelen bergamot, sabun ve eski sandık kokusu, avlunun içini dolduruyor, bana yalnızca kelimeler değil; yaşanmışlık solutuyordu. O an anladım: Sessizlikten daha güçlü bir anlatım şekli var—dokunmak.

Suzan çayını yudumladı, ardından parmaklarını masaya koydu. Elim onun parmaklarına yaklaştığında ne çekildi ne de yaklaştı. Oradaydı, hazır ama dayatmasız. Parmak uçlarımız buluştuğunda, ne gençlik vardı aramızda ne de acele. Sadece orada olmanın ağır ama huzurlu bir tenselliği.

“Ben bazı cümleleri bitirmem,” dedi çay bardağını bıraktığında. “Bazı cümleleri senin dokunuşun tamamlar.” Göz göze geldiğimizde, geçmişte yarım kalan bir hikâyenin şimdi yeniden başladığını hissettim. Ve o hikâye, buharın içinden değil, parmaklarımızın arasından ilerliyordu.

Şimdi Alanya Yaşlı Escort Suzan’ın çay buharında sakladığı o sessiz cümleyi tamamla ve onunla birlikte geçmişten bugüne uzanan tensel yakınlığı keşfet!

Leave a Reply